Haber: DİLAN KUTLU- Kamera: AZİZ METİN
Türkiye Ormancılar Derneği (TOD) Türkiye’nin farklı bölgelerinden ormancıları, köylerinde maden ocaklarına karşı direnen orman köylülerini Ankara’da bir araya getirdi. TOD Başkanı Hüsrev Özkara AKP döneminde Orman Kanunu’nun 34 defa değiştirildiğini belirtti. Köylerinde yapılmak istenen termik santrale karşı direnen Denizli Avdan köyünden Hatice Kocalar’ın konuşması salonda büyük coşku yarattı. Kocalar, “Biz toprağımızda sular akmaz oldu. Ağaçlar kuşlar hep mahvoldu. ‘Etmeyin yapmayın’ dedikçe kepçe ile kürekle üstümüze yürüdüler. Her hakareti gördük. Adalet bunun neresinde. İthal mal istemiyorum, toprağımı istiyorum” diye konuştu.
Türkiye Ormancılar Derneği’nin düzenlediği “Türkiye Ormancılığında 98 Yıl” etkinliği ormancıların tüm bileşenleri ile bugün Ankara’da Nazım Hikmet Kültür Merkezi’nde yapıldı. Etkinliğe konunun tarflarının dışında CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Genel Başkan Yardımcısı Ali Öztunç, CHP milletvekilleri ve CHP Ankara İl Başkanı Ali Hikmet Akıllı da katıldı.
Türkiye’nin dört bir yanında maden ocağı ve termik santraline karşı direnen köylülerin de geldiği Sempozyumun ilk oturumunda; Yenimahalle Belediye Başkanı Fethi Yaşar, TOD Başkanı Ahmet Hüsrev Özkara, Tarım Orman-İş Sendikası Genel Başkanı Şükrü Durmuş, Tarım ve Ormancılık Hizmet Kolu Kamu Emekçileri Sendikası(Tarım Orkam- Sen) Genel Başkanı Ahmet Keleş ve orman muhafaza memurları konuştu.
Muğla’nın Milas ilçesine bağlı İkizköy’de termik santral için maden ocağı açılmak istenen Akbelen Ormanı ve bölgedeki zeytin ağaçları için mücadele eden köylüler, “Akbelen Ormanını vermeyeceğiz”, “Akbelen için adalet, Türkiye için adalet” “çimentocu şirket burayı terk et” sloganları attı.
Yenimahalle belediye Başkanı Fethi Yaşar, orman alanlarının ekonomik koşullar ve imar konuları için katledildiğini söyleyerek, her geçen gün orman alanlarının daraldığını ifade etti.
TOD Başkanı Hüsrev Özkara ise AKP döneminde 34 defa Orman Kanunu’nun değiştirildiğini belirterek, “Orman yangınları 2021 yılına damga vurdu. Ülkemizdeki orman yangınları ortalama 9 bin hektardır. Geçen seneki rakam 140 bin hektara ulaştı. Yani 15 katı. 16 yılda yanabilecek alan maalesef 15 günde gerçekleşti. Maalesef kötü yönetildiğini hatırlıyorum. Uzun yıllar orman teşkilatında üst düzey yöneticilik yapmış bir kimlik olarak bunu rahatlıkla söyleyebilirim. Temel nedeni işi iyi koordine edememek” diye konuştu.
Tarım Orman-İş Sendikası Şükrü Durmuş, orman köylülerinin koşullarının iyi olmadığını belirterek, “Kapitalist sistem iki alanı sömürerek varlığı sürdürür. Birisi emektir bir diğeri de doğal varlıklardır. Doğamız ve yaşam alanlarımız vahşice sömürülüyor. Bugün kriz diye dayatılan iklim değişikliği bir takdiri ilahi değildir. İnsanların yarattığı bir sonucu yaşıyoruz. Bu anlamda emek veren dağ başlarında unutulmuş orman emekçileri ne yazık ki günümüzde hala vahşi bir çalışma düzeni ile çalışmaktadır” dedi.
Tarım Orkam Sen Başkanı Ahmet Keleş ise, “Son yıllarda iktidarın Akbelen’den Cudi’ye Kazdağları’na kadar direnen emekçileri karşısındaki tutumu ormanlık alanların ranta açmak ve inşaat sektörüne saha alanı yapmak istediğini görmek zorundayız” ifadelerini kullandı.
AVDANLI KÖYLÜ: “ETMEYİN YAPMAYIN’ DEDİKÇE KEPÇE İLE ÜSTÜMÜZE YÜRÜDÜLER, ADALET BUNUN NERESİNDE”
Köylerinde yapılmak istenen termik santraline karşı direnen Denizli Avdan köyünden Hatice Kocalar’ın konuşması salonda büyük coşku yarattı. Kocalar, “Biz toprağımızda sular akmaz oldu. Ağaçlar kuşlar hep mahvoldu. Nohutumuz, tütünümüz çürüdü. ‘Etmeyin yapmayın’ dedikçe kepçe ile kürekle üstümüze yürüdüler. ‘Yapmayın’ dedik, bayrak diktik. ‘Hain’ olduk. Her hakareti gördük. Adalet bunun neresinde. Anlım ak başım dik. Kimsenin parasında pulunda gözümüz yok. İthal mal istemiyorum, toprağımı istiyorum” diye konuştu.
“KİRAZLIYAYLA KÖYÜ ADALET İSTİYOR”
Bursa Kirazlıyayla’dan gelen köylü ise, 3 yıldır maden şirketine karşı köylerinde direndiklerini belirterek, “Asker zoruyla bizleri eve tıktılar, ormanlarımızı yok ettiler. Köyümüze maden, fabrika kurdular. Ama 7 bilirkişi ‘buraya böyle bir fabrika kurulamaz’ dedi. Bunları hiçe saydı devletimiz. Yeniden bu fabrikayı kurdular. Bizler kanser olmak istemiyoruz, yaşamak istiyoruz. Biz adalet istiyoruz, Kirazlıyayla köyü adalet istiyor” dedi.
50 yıldır Orman köylüsü olduğunu söyleyen Mustafa Akkaya ise, “Orman köylülerin sorunları çok fazla. Bizim en büyük derdimiz kriter sistemi. Biz geçinemiyoruz” derken, bir başka orman köylüsü ise ormandan geçinemedikleri için köylerinde sadece ihtiyarların kaldığını belirterek orman köylülerin sosyal güvencelerinin olması gerektiğini ifade etti.
Akbelen Davası’nın gönüllü avukatı Avukat İsmail Hakkı Atal ise, “İkizköylüler 4 yıldır 5li çeteden Limak İştaş şirketine karşı direniyorlar. 17 Temmuz’dan bu yana ormanda nöbet tutuyoruz” diye seslendi.
News
