03 Ekim 2024 Perşembe
Husiler, İsrail’in başkenti Tel Aviv yakınlarındaki Yafa’da “hayati bir hedefe” saldırı düzenlediğini açıkladı.
Husilerin Sözcüsü Yahya es-Seri, yayımladığı video kaydında, insansız hava araçlarıyla (İHA) Yafa kentinde “hayati bir hedefin” vurulduğunu kaydetti.
Saldırının İsrail tarafından engellenemeden amacına ulaştığını ifade eden Seri, İsrail’in Gazze ve Lübnan’a yönelik saldırıları durana kadar operasyonlarının süreceğini belirtti.
İsrail tarafından konuya ilişkin henüz bir açıklama yapılmadı.
*Haberin görseli AA tarafından servis edilmiştir.
Haber Kaynak : HABERTURK.COM
“Yayınlanan tüm haber ve diğer içerikler ile ilgili olarak yasal bildirimlerinizi bize iletişim sayfası üzerinden iletiniz. En kısa süre içerisinde bildirimlerinize geri dönüş sağlanılacaktır.”
Birleşik Krallık, Chagos Adalarını Mauritius’a devretmeyi kabul ederek Birleşik Krallık’ın son Afrika kolonisi üzerinde yıllardır süren sert tartışmalara son verdi.
Anlaşma, Mauritius’un egemenlik iddialarının 2019 ve 2021 yıllarında Uluslararası Adalet Divanı (ICJ), BM Genel Kurulu ve Uluslararası Deniz Hukuku Mahkemesi (Itlos) tarafından tanınmasının ardından 2022 yılında başlayan müzakere turlarını takip ediyor.
Anlaşmaya göre Birleşik Krallık Mauritius’un Chagos Adaları üzerindeki egemenliğini tanıyacak, ancak Diego Garcia’daki askeri üssünü en az 99 yıl boyunca işletme hakkını da güvence altına alma şartıyla.
Uluslararası hukuka göre Birleşik Krallık, Mauritius 1968 yılında bağımsızlığını ilan etmeden önce Chagos Adalarını Mauritius’tan hukuka aykırı bir şekilde ayırdı.
Birleşik Krallık, Mauritius’un 1968’de bağımsızlığını kazanmasının ardından İngiliz Hint Okyanusu Bölgesi ya da BIOT olarak adlandırdığı bölgeyi elinde tuttuğu 1960’lı ve 1970’li yıllarda, insanlığa karşı işlenmiş bir suç olarak nitelendirilen bir şekilde Chagosluları evlerinden sürdü.
Birleşik Krallık başlangıçta BM oylamalarına ve adaları geri vermesini talep eden mahkeme kararlarına karşı çıkmış ve UAD kararının sadece bir ‘tavsiye niteliğinde görüş’ olduğunu vurgulamıştı.
Haber Kaynak : HABERTURK.COM
“Yayınlanan tüm haber ve diğer içerikler ile ilgili olarak yasal bildirimlerinizi bize iletişim sayfası üzerinden iletiniz. En kısa süre içerisinde bildirimlerinize geri dönüş sağlanılacaktır.”
Orta Doğu’da savaş ve gerilim her geçen gün artıyor. 7 Ekim’den beri Gazze’yi bombalayan, Lübnan’a saldırılar düzenleyen, Yemen’deki İran destekli Husi grubunu vuran, İran’ın başkentinde ve Suriye’deki konsolosluğunda suikastler düzenleyen İsrail, son olarak Lübnan’daki Hizbullah grubunun Nasrallah dahil tüm komuta kademesini öldürdü ve bölgeye kara harekatı başlattı.
İsrail’in İran’ın üst düzey komutanını İran’ın Şam Konsolosluğu’nda bombalayarak öldürmesinin ardından nisan ayında İran, İsrail’e doğrudan bir füze saldırısı gerçekleştirmişti. Saldırıda ölü ve yaralı yoktu.
İran, İsrail’in Hizbullah komuta kademesini ortadan kaldırmasının ardından yine doğrudan bir füze saldırısı gerçekleştirdi.
Ancak iki taraftan gelen bilgiler karışık.
İran, füze saldırısının Nasrallah ve Haniye suikastlerine bir cevap olduğunu, bilinçli olarak ölçülü davrandıklarını, bölgede savaş istemediklerini; ama bu füze saldırısında İsrail’in hangardaki F-35’lerini vurduklarını ve isabet oranlarının yüzde 90 olduğunu açıkladı.
İsrail ise İran’ın saldırısının başarısız olduğunu ve füzeleri yüzde 99 oranında engellediklerini, ancak İran’ın saldırısına da cevap vereceklerini duyurdu.
Bu toz bulutu içindeki propaganda savaşında önümüzü görebilmek için Defence Turkey Journal yazarı ve Western Illinois University’de Profesör Dr. Feridun Taşdan ile konuştuk.
“İran’ın füzeleri manevra kabiliyetine sahip”
İran, İsrail’e yüksek hız sayesinde hava savunma kalkanlarını aşabilen hipersonik sınıfı Fattah-1 füzeleriyle saldırdı. Bu füzelerin teknik kapasitesi nedir?
İran’ın son saldırıda yaklaşık 180 adet orta menzilli balistik füze (MRBM) attığı İsrail ordusu tarafından da doğrulandı. Bu 180 civarındaki füzenin farklı tiplerde füzeler olduğu değerlendiriliyor. Ghadr, Emad, Kheibarshekan ve Fattah-1 tipi MRBM’lerden kullanıldığı değerlendiriliyor.
Yere düsen füze motorları veya parçalarından en fazla kullanılan tip Fattah-1 ve/veya Kheibarshekan tipi olduğu anlaşılıyor. Bu son iki füze tipi birbirine çok benzeyen, yaklaşık 1500-2000 km arasında menzile sahip ve iki kademeli füzeler.
İlk kademe füze motorları ayrılabilen ve 2. kademede manevra yapabilen, ‘reentry vehicle’ denilen MARV baslığa sahip füzeler. İlk kademe “booster” ayrıldıktan sonra füzenin MARV baslığı (harp başlığını taşıyan kısım) kendi sivil yakıtlı motoru ile atmosfere tekrar girerken manevra yapabiliyor. Bu atmosfere girişteki manevra kabiliyeti, yerdeki füze savuma sistemlerinden kaçınması için en önemli özelliği. Fattah-1 füzesinin MARV baslığı aşağıdaki fotodaki gibi ve hipersonic hızlara ulaşabiliyor.
REKLAM“Aynı anda 180 füzeyi engellemek zor”
İsrail kısa menzilli füzelere karşı Demir Kubbe sistemini, orta ve uzun menzilli tehditlere karşı geliştirdiği Davut’un Sapanı’nı ve Arrow 2 ile Arrow 3 sistemlerini kullanıyor. Bu sistemler İran’ın Fattah-1 füzelerini teknik olarak durdurabilecek kapasitede mi?
Fattah-1 füzesi Mach 6 ve üzerinde hipersonic hızlara ulaşabilen bir MARV baslığa sahip. Yukarıda belirttiğim gibi MARV baslık kendi motoru ile yörünge manevrası yapabiliyor ve bu özelliği ile yerdeki füze savunma radarlarının atış kontrol verisini zorlaştırıyor. Bu atmosfere girişteki manevra kabiliyeti balistik füze savunma sistemleri tarafından durdurması çok güçleştiriyor.
Füze savunma sistemleri bu tip füzeleri en etkili olarak “apogee” dediğimiz en tepe noktasına yakın bir yerde henüz hızlanmamışken ve atmosfere düşmeye başlamadan önlemesi en etkili yöntemdir ama bunu yapabilecek füze savunma sistemleri sayısı sınırlı dünyada. Sadece ABD’nin SM-3 ve Israil Arrow-3 bu önlemeyi yapabilir ama ayni anda 180 füzeyi kısa zaman aralığında yüksek başarı ile önlemek çok zor.
Son çıkan video görüntülerinden anlaşılacağı üzere Negev çölündeki F-35’lerin konuşlu olduğu Nervatim Hava Üssü’ne çok sayıda füze isabeti oluyor. Elbette hava üsleri büyük tesislerdir ve uçaklar gibi önemli sistemler beton korunaklı hangarda bulunur. Bu düsen füze baslıklarının ne kadar etkili olduğu birkaç gün sonra acık kaynaklara düşebilir.
Balistik füzeler doğası gereği nokta atışı yapabilecek füzeler değildir. CEP dediğimiz vuruş hassasiyetleri de bir seyir füzesine göre daha yüksektir. Seyir füzeleri (en azından Türkiye’nin SOM veya ABD’nin Tomahawk’ı gibi) birkaç metre CEP değerine sahip iken BM’ler füzenin tipi ve gelişmişliğine göre 50-100-200m ve hatta 500-1km hassasiyet değerlerine ulaşabilir. Bu yüzden de BM saldırısının istenilen hedef üzerinde tahribat yapabilmesi için çok sayıda atılması gerekir ki füze savunmasını da alt etmesi gerekiyor. Tabi BM saldırısının tek amacı bir hedefi imha etmek değildir, ayni zamanda güç gösterisi, “İstediğim zaman sana ulaşabilirim” gibi psikolojik etki yönleri de var. Tabi BM’lerin nükleer biyolojik başlıklı varyantlarını konuşmuyoruz.
İsrail’in hava savunma sistemleri, Patriot ve S-400 sistemleriyle kıyaslandığında ne kadar başarılı?
Böyle bir karşılaştırma doğru olmaz çünkü S-400 ve Patriot sistemlerinin tasarım amaçları MRBM (orta menzilli balistik füze) vurmak değildir, zaten teknik olarak vuramazlar. S-400 ve Patriot’ların balistik füze önleme kabiliyetli taktik balistik füzeler (genelde 600 km ve altı menzile sahip) veya Patriot PAC-3MSE varyantı için 1000 km menzilli kısa menzilli balistik füze (SRBM) tipleridir ve bunların önlenmesi atmosfer içinde yapılır.
REKLAM
Yukarıda bahsedilen MRBM’leri en etkili vuruş irtifası atmosfer dışında (100 bin feet üzerinde) olması gerekir çünkü o sırada bu balistik füzelerin MARV baslıkları henüz hızlanmamıştır ve atmosfer dışında vurmak en etkin yöntemdir.
Ayrıca S-400/Patriot’un kısa menzilli balistik füze vurması için kullanıcı ülkenin balistik füze tespit yetenekli radar ağına entegre olmaları ve özellikle balistik füze önleme amaçlı bir füze savunma komuta kontrol sistem ve yazılımı olması gerekir. Erken tespit edemediğiniz bir balistik füze veya hava hedefini vuramazsınız. Bunun haricinde balistik füze önlemesi yapabilecek şekilde tasarlanmış önleme füzelerinin de bu sistemlerde bulunması gerekir.
“Balistik füzeler nokta atışı vuramaz, geniş alanda taktik hedefleri vurur”
İran’ın İsrail’in hassas askeri tesislerini füzelerle nokta atışı vurabilecek bir teknolojisi var mı? Yoksa füzelerin nokta atışından ziyade genel olarak ülkenin farklı bölgelerine düşmesi mi olası?
Yukarıda bahsettiğim gibi balistik füzeler tasarım özellikleri gereği geniş alanda yayılmış taktik hedeflere karsı daha etkililerdir. Yani bir karargah binası, bir uçak pisti, taksi yolu, yakıt ve mühimmat depoları gibi. Bu geniş veya büyük hedeflere karsı dahi vuruş hata payları düşüktür. Veya örneğin stratejik değerdeki bir köprüyü imha için kullanılmazlar veya dağin tepesindeki bir radarı vurmak için kullanılmazlar. Nokta vuruş yetenekleri yoktur. Seyir füzeleri (SOM veya Tomahawk) gibi nokta vuruş yetenekli füzeler hassas vurur, gereken hedeflere kilitlenir.
“CEP” dediğimiz dairesel hata payı teriminin açıklaması şöyle:
CEP (Circular Error Probable – Dairesel Hata Olasılığı), bir füzenin veya mühimmatın isabet hassasiyetini ölçmek için kullanılan bir terimdir. Bir füzenin belirli bir hedefe atış yapıldığında, yüzde 50 olasılıkla düşeceği dairesel alanın yarıçapını ifade eder. Yani, eğer bir füzenin CEP değeri 100 metre ise, atılan füzelerin yarısı hedefin 100 metre yakınında bir alana düşerken, diğer yarısı bu mesafenin dışında bir noktaya düşecektir.
CEP değeri ne kadar küçükse, füze o kadar isabetlidir. Özellikle küçük, stratejik veya yüksek değerli hedeflere yapılan atışlarda füze sistemlerinin hassasiyetini değerlendirmede önemli bir faktördür.
İlave olarak balistik füze kabiliyeti İran’ın son 25-30 yılda yatırım yaptığı bir teknoloji ve bunun farklı avantaj ve dezavantajları var. Avantajı, en düşük maliyet ile hasım ülkenin önemli tesislerine, derinliğine saldırı imkânı veriyor. Önlenmeleri zor ve pahalı hücum silahları. Askeri ve uluslararası güç dengesinde bir kaldıraç görevine sahipler.
“Bu saldırı tarzı İran’ın saldırı listesindeki tek seçenekti”
Bu saldırının maliyeti nedir?
Bu saldırının maliyetini tam olarak bilmem zor. Birim maliyetler olarak Batı’ya göre daha ucuza olduğu kesin.
İran’ın kurmaya çalıştığı askeri dengeler acısından kabul edilebilir bir maliyet olduğu söylenebilir; çünkü başka bir şekilde konvansiyonel silahlar ile cevap vermesi mümkün değil. Donanması güçlü değil, hava kuvvetleri keza Israil ile savaşacak kabiliyette değil ki zaten insanlı savaş uçakları ile ulaşabilse dahi insan ve teçhizat kaybı yüksekliği kesin olurdu, bu açıdan balistik füze saldırısı her açıdan tek seçenekleriydi.
Haber Kaynak : HABERTURK.COM
“Yayınlanan tüm haber ve diğer içerikler ile ilgili olarak yasal bildirimlerinizi bize iletişim sayfası üzerinden iletiniz. En kısa süre içerisinde bildirimlerinize geri dönüş sağlanılacaktır.”
ABD’de Başkan adayları, 5 Kasım Başkanlık Seçimleri’ne giderken paylaşımlarını sıklaştırıyor.
Anketlere göre seçimlerin başa baş geçmesi gerekirken, Cumhuriyetçi Başkan adayı Donald Trump da, Demokrat Başkan adayı Kamala Harris de tüm sosyal medya platformlarından seçmenlere ulaşmaya çalışıyor.
Ancak Donald Trump, bu sefer yanlış seçmene ulaştı.
Bir isim benzerliği nedeniyle @amharoficialisimli bir Türk anonim hesabı etiketleyen Trump, şu paylaşımı yaptı:
“Postumu beğendiğin için teşekkür ederim! Sana North Carolina için önemli seçim gelişmeleri göndereceğim. 5 Kasım’da bana oy vereceğinden emin ol!”
REKLAM
@amharoficial THANK YOU for liking my post!
I’ll send you IMPORTANT ELECTION UPDATES for North Carolina. Make sure you are ready to VOTE FOR DONALD J. TRUMP by November 5th.
Reply #stop to opt-out.
— Donald J. Trump (@realDonaldTrump) October 2, 2024
2 bin takipçili @amharoficial hesabı ise şaşkınlığını şu ifadelerle belirtti:
“Lan noluyor beni niye etiketledi bu”
Lan noluyor beni niye etiketledi bu https://t.co/lBDFV3Fp8L
— Amhar (@amharoficial) October 2, 2024
@amharoficial’ın bu paylaşımı, saatler içinde 60 bin beğeni alarak 3 milyon görüntülenmeye ulaştı.
Trump’ın paylaşımına gelen bir yorum ise bu absürt olayı daha da neşelendirdi:
“Amerikan vatandaşlığı verirseniz size oy verecek 80 milyon Türk var.”
Haber Kaynak : HABERTURK.COM
“Yayınlanan tüm haber ve diğer içerikler ile ilgili olarak yasal bildirimlerinizi bize iletişim sayfası üzerinden iletiniz. En kısa süre içerisinde bildirimlerinize geri dönüş sağlanılacaktır.”
NATO Genel Sekreteri Mark Rutte, görevi devraldıktan sonra ilk resmi ziyaretini yaptığı Ukrayna’da desteğin artarak süreceği mesajını verdi.
NATO Genel Sekreterliği görevini 1 Ekim’de Jens Stoltenberg’den devralan Rutte, Ukrayna Devlet Başkanı Volodimir Zelenskiy ile başkent Kiev’de ortak basın toplantısı düzenledi.
Rutte, Genel Sekreter olarak ilk resmi ziyaretini Ukrayna’ya yaptığına işaret ederek “Görevimin başlangıcında Ukrayna’ya gelerek size, Ukrayna halkına ve izleyen herkese yeni Genel Sekreter olarak NATO’nun, Ukrayna’nın yanında olduğunu açıkça göstermek benim için çok önemliydi.” dedi.
Ukrayna’yı desteklemenin önceliklerinden biri olduğunu belirten Rutte, “Ukrayna’yı desteklemeye kararlıyız çünkü güvenliğiniz bizim için önemli ve özgürlük için verdiğiniz mücadele temel ilke ve değerlerimizi yansıtıyor.” ifadesini kullandı.
REKLAM
Savaşın başladığı 2022’den bu yana müttefiklerin Ukrayna’ya “benzeri görülmemiş destek sağladığını” söyleyen Rutte, öte yandan Ukrayna’nın daha fazlasına ihtiyacının olduğunun farkında olduklarını ve desteğin artacağını dile getirdi.
Zelenskiy: Cephelerimizi güçlendirmemiz gerek
Ukrayna Devlet Başkanı Volodimir Zelenskiy, Rusya üzerindeki baskıyı artırabilmek için cephe hattında mevzileri güçlendirmeye ihtiyaçları olduğunu söyledi.
Zelenskiy, Ukrayna’nın başkenti Kiev’e ilk ziyaretini gerçekleştiren yeni NATO Genel Sekreteri Mark Rutte ile düzenlediği ortak basın toplantısında konuştu.
Ukrayna ordusunun, Donetsk bölgesindeki Ugledar kentinden çekilmesini değerlendiren Zelenskiy, “Uygun silahlar olmadan Rusya’yı durduramayız. Onlar mevzilerimizi yok ederken, askerlerimizin hayatlarını korumalıyız, çünkü onlar binalardan daha önemli. Onlar bizim insanlarımız, Ukrayna vatandaşları. Bu nedenle geri çekilmeleri ve hayatlarını kurtarmaları çok doğru. Bunlar kesinlikle doğru adımlar.” dedi.
Zelenskiy, uluslararası ortaklara “Rusya’yı şu ya da bu silahlarla durdurma, (silahların kullanılmasına) izin verme, uygun sistemleri sağlama fırsatı verme” çağrısı yaptı.
Silah teslimatında gecikme olduğunu söyleyen Zelenskiy, “Ukrayna’nın cephe hattında mevzilerini güçlendirmeye ihtiyacı var ki gerçek ve adil diplomasi için Rusya üzerindeki baskıyı artırabilelim. Dolayısıyla uzun menzilli silahlar da dahil olmak üzere yeterli miktarda ve kalitede silahlara ihtiyacımız var. Ortaklarımızın bu silahların teslimatını geciktirdiğini düşünüyorum.” diye konuştu.
Zelenskiy, Ukrayna’nın “Zafer Planı’nın bir parçasının jeopolitik belirlilik, yani Ukrayna’nın Avrupa ve küresel güvenlik mimarisindeki yerine ilişkin bir karar olduğunu” belirtti.
Zafer Planı’nı 12 Ekim’de yapılması planlanan “Ramstein” formatlı Ukrayna Temas Grubu toplantısında ele almayı planladıklarına dikkati çeken Zelenskiy, “Bugün (Rutte ile görüşmede) Ukrayna’yı güçlendirecek Zafer Planının unsurlarını da ele aldık. Şimdi Ramstein formatlı bir sonraki toplantıya hazırlanıyoruz ve bu planı orada da tartışacağız. Bunu ortaklarımızla da görüşmek istiyorum. Ramstein, savaş boyunca Ukrayna’nın savunmasını gerçekten destekleyen 50’den fazla ülkeyi bir araya getirdiğini hatırlatmak isterim.” ifadelerini kullandı.
Müttefiklerin Washington’da düzenlenen zirvede “Ukrayna’nın NATO üyeliğine giden yolun geri dönülemez olduğu” konusunda mutabık kaldığını hatırlatan Rutte, “Ukrayna NATO’ya her zamankinden daha yakın ve siz ittifakımızın bir üyesi olana kadar bu yolda ilerlemeye devam edeceğiz.” diye konuştu.
Rutte, müttefik ülkelerin hava sahalarına giren Rus füzelerini hedef alıp alamayacağına ilişkin soruya yanıt vererek, “Müttefik topraklarını ihlal eden insansız hava araçlarının ya da füzelerin düşürülmesi elbette ulusal makamların vereceği bir karardır.” dedi.
Ukrayna’nın NATO müttefiklerinden tedarik ettiği silahları Rusya içindeki askeri hedefleri vurmak için kullanma talebine ilişkin görüşü sorulan Rutte, bu konudaki nihai kararın müttefik ülkelere ait olduğunu vurguladı.
Haber Kaynak : HABERTURK.COM
“Yayınlanan tüm haber ve diğer içerikler ile ilgili olarak yasal bildirimlerinizi bize iletişim sayfası üzerinden iletiniz. En kısa süre içerisinde bildirimlerinize geri dönüş sağlanılacaktır.”